Etkeni Ve Kuluçka Süresi
Kurt, köpek ve diğer etobur hayvanların ince bağırsağında yaşayan, çok ufak, yassı bir şerittir. Etkeni, Echinococcus granülosustur.
Kuluçka süresi, kistlerin sayısına ve yerleştiği organa göre aylarca hatta yıllarca sürebilir.
Belirtileri
Etkenin yerleştiği organlarda, birçok kurtçuktan oluşan kist hidatik denen kitle oluşur. Yerleştiği organa göre belirtiler görülür. En çok ağrı vardır. Karaciğerde; ağrı, sarılık, akciğerde; öksürük, solunum güçlüğü, deride; döküntüler ve alerjik belirtiler görülür. Kısaca etkenin yerleştiği organlarda lokal belirtiler görülür.
Kist etrafında berrak bir sıvı toplanır. Bu sıvının kesesi ve kist parçalanırsa anafilaktik şok oluşabilir. Ayrıca, kurtçuklar kalp ve beyin gibi organlarda da tahribat yaparak, hastayı ölüme götürebilirler. Anemi ve eozinofili artışı diğer lâboratuvar bulgularıdır.
Tanı
Tedavisi
Hastalığın kendine özgü klinik ve laboratuvar bulguları yoktur. Tanıda en çok yardımcı olan radyolojik testlerdir. Bunlar başlıca, direkt grafiler, ultrasonografi, eko-kardiyografı, bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntülemedir.
Radyolojik yöntemler, kistin yerleştiği organlara göre tercih edilir. Örneğin, akciğer kist hidatiklerinde standart akciğer filmleri, karaciğer kist hidatiklerinde ise ultrasonografi tercih edilir. Radyolojik tetkiklerin yanında, çeşitli kan testleri (serolojik testler) ile hastalığın tanısı doğrulanır. Bu serolojik testler, tanının kanıtlanmasının yanı sıra, tedavi sonrası takipte ve kontrol yöntemlerinin etkinliğinin değerlendirilmesinde de kullanılmaktadır.
Tedavisi
Günümüzde üç tedavi seçeneği bulunmaktadır. Bunlar, cerrahi tedavi, tıbbi tedavi ve “perkütan” tedavidir. Bu tedavi yöntemlerinden hangisinin kullanılacağına, kistin yerleştiği organ, kistin büyüklüğü, sayısı, enfekte olup olmadığı ve hastanın genel durumu göz önüne alınarak karar verilir.
Tıbbi tedavi komplike (karmaşık) olmayan kistlerde, santral sinir sistemi ve kalp gibi hayati organlarda yerleşmemiş kistlerde, birden fazla kist olduğunda, cerrahi tedavi yapılamayacak hastalarda, cerrahi olarak çıkartılamayacak kistlerde, cerrahi öncesi ve sonrasında ve perkütan tedavi öncesi ve sonrasında kullanılmaktadır.
Tıbbi tedavide önceleri mebendazol ilacı kullanıma girmiş, ancak günümüzde yerini aynı gruptan olanalbendazol adlı ilaca bırakmıştır. İlaç gebelerde kullanılmamalıdır.
Yan etkilerinden dolayı tedavi sırasında karaciğer, böbrek ve kemik iliği fonksiyonları sık sık takip edilir. Tedaviye, kist canlılığını kaybedinceye kadar devam edilir.
Tedavi boyunca hastalar, kistin canlılığı açısından radyolojik ve serolojik yöntemlerle takip edilirler. Hastalar tedavi bitiminden sonra da, kist yeniden ortaya çıkabileceği için mutlaka uzun süreli takip edilmelidirler.
Albendazol ile kontrol edilemeyen kistlerde praziquantel ilacı da kullanılmaktadır.
Sorun oluşturan kistlerde, hayati organlara yerleşmiş kistlerde ve patlama riski olan büyük kistlerde ise cerrahi olarak kistin çıkartılması tercih edilir.
Perkütan tedavide ise uzman doktorlar tarafından kiste ultrasonografı eşliğinde kateter ile girilip, kist sıvısı boşaltılıp, kist içine alkol veya kisti öldüren başka maddeler verilmektedir. Bu yöntem, cerrahi ile çıkartılamayacak durumda olan kistlerde ve tıbbi tedaviye cevap vermeyen hastalarda kullanılmaktadır.
Korunma Yolları
Bulaşmanın ekinokok yumurtaları ile kontamine olan sebzelerle ve enfekte köpek dışkısı ile kontamine olan eşyalarla ve köpek tüyleri ile ağız yoluyla olduğunu belirtmiştik.
Korunmada bu bulaşma yollarına yönelik önlemler alınır. Başı boş köpekler kontrol altına alınır, etken köpeklere çiğ hayvan etleri ile bulaştığından bunlara çiğ et (özellikle karaciğer) yedirilmez. Ev köpekleri bakım ve kontrolden geçirilir, onlarla yakın temastan kaçınılır. Hijyen kurallarına uyulur, eğitim yapılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder