5 Mayıs 2014 Pazartesi

PNÖMOKOK PNÖMONİSİ (ZATÜRRE)



Pnömokok Pnömonisi (Zatürre) 

  Akciğer dokusunun iltihabıdır. Akciğerin bir lobu veya lobun bir bölümü (segment) hastalanır. Loblar iltihaplanınca lober pnömoni, bronşlar iltihaplanmışsa bronkopnömoni denir. 

Etken ve Bulaşma Yolları 

  Etken, pnömokoktur. Gram pozitif, kapsüllü, diplokoktur. Streptococcus pneumoniae yetişkinlerde en sık görülen pnömoni etkenidir. Pnömokoklar sağlıklı insanların normal florasında bulunur. Bulaşma solunum yolu ile oluşur. Pnömoniye hazırlayıcı sebebler arasında solunum yollarının mekanik savunma barajının bozulması. Öksürük refleksi, yutma refleksi, glottis fonksiyonu ve mukosilier aktivite bozukluğu, bronş sekresyonunun dışarı atılması engellenir ve artmış sekresyonda bakteriler kolayca ürerler. 



Tanı

  Hastanın şikayetleri sonrasında, çeşitli yöntemlerle yapılan muayenede tanı konulur. Muayenede hastanın akciğeri dinlenerek, solunum anormalliği olup olmadığı tespit edilir. Eğer solunumda herhangi bir anormalliği rastlanırsa zatürre tanısı konulabilir. Bunun yanı sıra akciğerin röntgeni ve kan testi ile de zatürre tanısı anlaşılabilir.

Belirtiler

  Zatürreli hastalarda 40 dereceye varan ateş, koyu balgam çıkarma, titreme, öksürük ve yorgunluk görüldüğünü belirtmiştik. Bunların dışında da düzeltilmesi gereken, dikkat çekici bazı bulgular vardır. Göğüs ağrısı artar ve sırta, kürek kemiğine doğru yayılır. Nefes alıp verirken ve öksürürken bel ağrısı çok sık karşılaşılan bir bulgudur. Bunların dışında şu belirtileri sıralayabiliriz:
  • Şiddetli baş ağrısı ile baş dönmesi
  • Hızlı solunum, endişelenme ve bayılacağını hissetme
  • Boğazda, kaslarda ağrı olması
  • Nefes alıp verirken sırtta batma tarzında bir ağrı
  • Dudakların morarması ve dudaklarda uçuk tarzı yaralar meydana gelmesi
  • Dalgın ve yorgun bir halde olma, söylenenleri algılamada zorluk çekme
  • Çok fazla su içme isteği ve idrar miktarının azalması
  • Çok şiddetli ve ilerlemiş vakalarda koma hali görülür.
  Bu belirtilerin hepsinin bir arada olması gerekmez. Bunlardan bir kaçının olması, zatürre olma ihtimalini gösterir. Vakit kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
Patogenez ve Klinik Belirtiler 

Hastalık, soğuk algınlığı ve ateşle baĢlar. Baş, karın, göğüs ağrısı, huzursuzluk, sayıklama, öksürük, pürülan ve paslı balgam, solunum güçlüğü, siyanoz ve bulantı-kusma gibi belirtiler görülür. 



Klinik Tanı ve Laboratuvar Bulguları 

  Ateş, göğüs ağrısı, öksürük, hırıltılı solunum, kanlı ve paslı balgamla tanı konur. 
  Laboratuvar tetkiklerinde lökositoz görülür. Balgam kültürü ile kesin tanı konur. Röntgen grafisi de teşhis aracıdır. 



Komplikasyonları 

  Perikardit, endokardit, otitis media, sinüzit, artrit, sepsis ve menenjit en sık görülen komplikasyonlardır. 

Tedavi

  Zatürre tedavisi, hastalığın şiddetine göre belirlenir ve şiddete göre farklı tedaviler gerektirir. Hafif yaşanan zatürre, antibiyotik kullanımı ve balgam söktürücü ya da yumuşatıcı ilaçlarla tedavi edilebilir. İlaç kullanımından belirli bir süre sonra hasta tekrar muayene edilerek, kontrol edilir ve hastalığın ilerleyişi hakkında bilgi edinilir. Aşırı ağır zatürre yaşayan hastalar içinse gözlem altında tutularak, yani hastaneye yatırılarak tedavi edilmesi şarttır. Hasta 7-10 gün arası gözlem altında tutulur ve bu süre içerisinde tedavi uygulanır. Tedavi süresi hastanın durumuna göre değişir. Bu durumda antibiyotik damardan sıvı olarak verilir ve solunum, oksijen desteği ile verilerek tedavi edilir.

Aşı

  Zatüre hastalığı ölüme yol açan tehlike bir hastalık olduğundan bu hastalığın tedavisi kadar zatürreden korunmak da çok önemlidir. Yapılan aşıyla hastalığa, neden olan mikroplara karşı bağışıklık kazanılır. Bu bağışıklı yıllar sürebilir. 5-6 yıl sonra aşının tekrarlanmasında fayda vardır. Bebek doğduktan iki ay sonra uygulanabilir.
  Özellikle risk grubundaki kalp hastaları, alkol ve sigara kullananlar, şeker hastaları, bazı kalp hastalıkları olanlar, 60 yaşın üzerindeki kişiler için uygulanmalıdır. Bağışıklık sistemi zayıf olan hastalarda da mutlaka uygulanmalıdır. Bu kişilerin hastalığa yakalanması kolaydır. Özellikle HIV virüsünü taşıyanlar ve AİDS‘li kişilerin aşı olması gerekir.
  Yukarıda belirttiğimiz risk faktörlerine sahip olan kişilerin aşı olması, hastalığa yakalanma ihtimalini oldukça azaltır. Aşıdan başka, bu risk faktörlerinin de ortadan kaldırılması koruyucu bir tedbir olarak düşünülebilir.
Tedavi Edilmediğinde Ne Olur?

  Zatürre belirtisi olan veya zatürre tanısı konulan bir hasta erken tedavi edilmezse ölüm riskiyle karşı karşıya kalabilir. Zatürre tedavisi yapılmadığı sürece ölüm riski yüksek olan bir hastalık türüdür. Zatürre tedavisine geç kalındığında; üst solunum yolu hastalıklarına, kalp hastalığına, şeker, karaciğer, kanser, boğaz hastalıkları, yutkunma güçlülüğü gibi birçok hastalıklara sebep olabilir.

  Zatürre hastalığına yakalanmamak için veya zatürreden korunmak için her 5 yılda bir düzenli olarak zatürre aşısı yaptırabilirsiniz. Zatürre aşısını hastalık sırasında yaptıramazsınız. Çünkü hastalığı olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Uzman veya doktor tavsiyesi alarak aşı yaptırmanızı tavsiye ederiz.

Korunma 

-Temizliğe dikkat etmek, 
-Aşı yaptırmak, 
-Sigara içmemek, 
-Alkolden kaçınmak, 
-Vitamin ve mineralleri düzenli almak, 
-Altta yatan medikal durumları kontrol etmek, 
-Zararlı alışkanlıklardan uzak kalarak düzenli bir hayat yaşamak, 
-İyi beslenmesini sağlamak, 
-İmmün sistemi güçlendirmek, 
-Ġnflüenza epidemilerinde kalabalıktan uzaklaşmak, 
-Aspirasyona neden olan risk faktörlerini azaltmak, 
-Yıllık inflüenza aşıları ve 
-Pnömokok aşılarını yaptırmak gerekir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder